Zaman

Zaman

Miladi 2015 yılını tamamlayıp 2016  yılına giriyoruz. Miladi yıl resmi sene olarak kabul edilmiştir. Bütün hayatımıza girmiştir. Dini gün ve gecelerimizin, Ramazan ve Bayramlarımızın dışında. Bunların tesbiti Kameri yıl ile  oluyor. Yani Ay yılı.

Yeni bir yıla kavuşmaktan ötürü tebrikleşme ve istikbal için hayur temennisi resmi ve hususi manada normal bir harekettir.

Eğlenme fıtri, psikolojik bir ihtiyaçtır. Hele ibadetle moralini düzeltme yolunu terkeden insanlarda bu ihtiyaç - eğlenme ihtiyacı – had safhaya ulaşır.

Böylece millet de devlet de her geçen gün yeni yeni eğlence sebep ve zeminleri icad edecektir. Yılbaşı bunlardan biridir.

Hz. İsa’nın 25 Aralıkta mı, 1 veya 6 Ocakta mı doğduğu meçhuldür. Öyleyse 1 Ocakta eğlenmek isteyen Peygamberin doğduğu gecede eğlenmiş olacak değildir.

Cemiyetin kötü akışına kendisini kaptıran çocuklarınızı o gece eğlenmekten men edip aranızdaki uçurumların derinleşmesine sebep olmaktan ziyade onların  himayenizde, kontrolünüzde helal ve meşru surette eğlenmelerini sağlamanız kanaatimizce daha zararsız olacaktır. Veya camilerimizde hocalarımız alternatif programlar hazırlayarak mesela Mekke’nin fetih yıldönümü gibi güzel bir gece düzenleyebilirler.

Yılbaşı gecesi sebebiyle piyango, kumar, içki ve emsali günahların helal sayılması inancı en tehlikeli durumdur. Hıristiyanların taşıdığı bu inanç maalesef biz müslümanlardan bazılarına da sirayet etmiştir.

Allah’ın yasak ettiği haram ve zararlı şeylerin şu veya bu gün ve hadise sebebiyle helal olmayacağını, insanın günahı işlemekten çok günahı sevap; haramı helal saymasıyla gerçekten dinden çıkmış olacağı gerçeğini anlatmamız  en önemli vazifemiz Aolacaktır.

Zamanı her zaman  biz birlikte yaşarız. Bizimle beraberdir. Bizimle akar gider.

Zamanı bir ırmak yapar ve siz o ırmağın başına oturur da onun akışını seyredersiniz.

Halbuki sizin de onunla akıp gitmeniz gerekir. Ancak bu sayede siz onu yaşamiş olursunuz.

Zaman fani alemden ebediyete doğru akıp giden bir esintidir.

Biz canlılar da esintiye kapılmış zerrecikleriz. Nerede bu esintiye  kapılacağımız ve nerede bırakılacağımız hesaplanmıştır, bellidir.

Zaman içindeki pozisyonumuzu iyi bilelim,durumumuzu iyi değerlendirelim, onunla birlikte yürürken onu, kendi hedefimize götüren bir vasıta olarak kullanalım.

Dünya bir denizdir, insanlar onda yüzen bir tekne. İrademiz yelken gibidir. Zaman ise süratle esen bir rüzgar. Rüzgarı, yelkene göre değil, yelkeni rüzgara göre ayarlamak, hem hedefe varmak, hem de yaşamak için bir zarurettir.

Rüzgarın ters yönden estiği gibi zaman da sana uymayabilir. İradesini yelken gibi kullanmasını bilenler, hem zamana uymakta, hem de onu hedefe götüren bir vasıta haline getirmekte güçlük çekmezler.

İnsanlar istikamet aldıkları hedefe ulaşmayı samimi olarak isterlerse, denizdeki esintiye göre yelkenin hangi pozisyona getirileceğini bilen insan gibi dini, inancı, sorumluluklarıyla zaman ve şartları arasındaki münasebetleri iyi belirlerse zamanın ne gerisinde kalırlar ne de onun önünde kuru bir yaprak gibi sürüklenirler.

Zamanın gerisinde kalarak çağ gerisinde yaşayanlarla, zamanın önüne geçip sürüklenen çağ dışı yaşayanlar aynı dertle doludurlar. İstikamet aldıkları gayeye ulaşmayı yürekten istememişlerdir. Dinleri, mükellefiyetleri ile zamanın getirdiği şartlar ve insanlar arasında diyalog kuracak vasıtaya, gerçek bilgiye sahip değillerdir.

İman, ayrıntılı din bilgisi, müsbet ilim ve hayat bilgisi bunların yardımıyla çalışan akıl ve irade gücü. Bunlar meşgul olunmaya, gerçekleşririlmeye değer kutsal işlerdir.

Her nefis ölümü tadıcıdır. Ankebut : 57
Ölüm ile hayat birdir, aynıdır. Nasılki, asılda nehirlerle denizler aynıdır. Hayat ummana doğru akıp giden ve ona karışıp kaybolan nehir gibidir. Biz o nehirle ummana karışan canlılarız. Ummanın öbür ucuna varınca kepçe kepçe çıkarılacağız. Orada sınıf sınıf ayrılacak, ait olduğumuz yere gönderileceğiz. Yeni ve bambaşka bir hayata geçiştir ölüm.

Mevlana’nın şu sözüne kulak verelim.

Ey makam va mansıba mağrur olan kişi!
Ve ey servet ve saltanata sahip bulunan insan!
Bilmelisin ki, bir gün öleceksin,
Bir gün o makam ve mansıbı sen,
Diğeri de o servet ve saltanatı terkedip,
Bir başkasına devredip Allah’ın huzuruna varacaksınız.
Ve bunlardan hesap vereceksiniz.

Öyleyse yeni bir yıla girerken ölümü düşünmemiz, geçen bir yılın muhasebesini yapmamız, Gelecek yıla da iyi hazırlanmamız gerekir.

Eğlencenin yerini ibadetin alsacağı bir yeni yıl dileğiyle , yeni yılınızı kutluyorum.

Allah’a emanet olunuz.

Motosiklet tutkunları DİTİB Camii’nde dualarla sezonu açtı
Önceki Motosiklet tutkunları DİTİB Camii’nde dualarla sezonu açtı
Birlik ve Beraberlik
Sonraki Birlik ve Beraberlik