Değerli okuyucularım,
gönül arz ederdi ki sizlerle seçim konusunu değil de bir başka konuyu bu köşemden paylaşmak isterdim. Henüz geçtiğimiz 7 Haziran 2015 tarihinde 5 aydan biraz daha yakın bir süre geçmesine rağmen yine Türkiyemizde yapılacak olan 1 Kasım 2015, 26. dönem milletvekili seçimlerine odaklandık.
Dış temsilciliklerimiz de ise 8 Ekim-25 Ekim tarihleri arasında saat 10-19 arası hafta sonları dahil oy verecebilecekler. Görevliler de yoğun bir çalışmanın ardından oy kullanılacak salonları hazırladılar. Bağlı bulunduğumuz Düsseldorf Başkonsolosluğumuza seçim öncesi giderek çalışmaları yerinde gördüm. 1 Ekim de yeni görevine başlayan Başkonsolosumuz Sayın Şule Gürel hanım efendi ile de tanışarak görevinde başarılar diledim. Başkonsolosluğumuzun binası zaten tek kelimeyle mükemmel. Seçime hazır olan Anadolu Salonuna da kırmızı halılar serilmiş ve harika bir görünümde. Aynı zamanda Düsseldorf Başkonsolosluğu'na atanan ilk bayan Başkonsolos olan Gürel'in önemle vurguladığı bir konu da 'vatandaşlarımız oy verme işlemini lütfen son güne bırakmasınlar.'
5 AY SONRA NE DEĞİŞECEK?
Şimdi gelelim 5 aydan kısa bir süre sonra tekrar seçime gidilmesinin ne getirip ne götüreceğine. Siyasi partiler oy almak için yoğun bir tempo içinde çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu seçimin ülkemize maliyetini bir hesap edin. Erken seçimin maliyeti ne olacak? Bunu kim ödeyecek? Ekonomik zararları, döviz kurlarının yükselişi, seçim görevlilerinin masrafları vs. Bunları da bir düşünelim. Elbette vatandaşın üzerine yüklenecek. Şu koalisyon hükümetini kursaydınız da bu maliyeti millete yüklemeseydiniz ne olurdu acaba. Elbette suça sahip çıkan olmaz. Her siyasi parti lideri ve temsilcileri sorumluluğu bir başkasının üzerine atıyor. Bakalım vatandaş 5 ay sonra bu sorumluluğu nasıl değerlendirecek. 1 Kasım akşamı sandıklar açılınca göreceğiz.
EN FAZLA SEÇMEN ALMANYA'DA
Siyasi partilerin liderleri seçim kampanyasında Almanya'ya oldukça ağırlık veriyorlar. Meclis'de temsil edilen siyasi parti liderleri ve milletvekilleri, Almanya'nın birçok şehrinde vatandaşlarla buluşarak sandık başına gitmelerini istedler. Meclis dışında kalan siyasi parti temsilcileri de çalışmalar yapıyorlar. Yaklaşık 3 milyon vatandaşımızın bulunduğu bu ülkede seçmen sayısı da 1 milyon 400 bin civarında. Bu durumda siyasi partilerin ilgi alanı oluyor. Toplamda (Dünya geneli) yırtdışı seçmen sayısının da 2 milyon 900 bin civarında olduğunu gözününde bulundurursak, Almanya'daki seçmen sayısı neredeyse yurtdışı seçmen sayısının yarısına denk. Siyasi partilerin milletvekili listelerinde ise yurtdışı seçmen sayısına yansıdığını ne yazıkki göremiyoruz. Sadece birkaç yurtdışı adayının seçilme şansı bulunuyor. Bu da yurtdışı seçmen sayısı oranından çok uzak. Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu, Düsseldorf'daki konuşmasında önümüzdeki seçimlerde yurtdışının da 86. seçim bölgesi olacağını söyledi. Beklemekten başka da çaremiz yok.
SEÇİME KATILIM ORANI YÜKSELECEK Mİ?
Geçtiğimiz 7 Haziran 2015, 25. dönem milletvekili seçimlerinde yurdışı seçmenlerin katılım oranı gümrüklerdeki oylarla birlikte % 35 'in üzerinde oldu. Oy kullanan seçmen sayısı 1 milyon 30 bin olarak gerçekleşmişti. 54 ülkede 122 temsilcilikte kurulan sandıkta oylar kullanılmıştı.
10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yurtdışı seçmenlerin katılım oranı sadece % 8,3 olmuştu. Peki bu oran 1 Kasım seçimlerine nasıl yansıyacak. İzlenimlerimizi göre katılım oranında fazla bir değişişimin olmayacağı yönünde. Ancak son sözü yine seçmen sandıkta söyleyeecek.
7 Haziran 2015 seçimlerinde siyasi partilerin yurtdışından aldıkları oy oranlarını bir hatırlayalım:
Ak Parti: % 49, CHP: % 17, MHP: % 9, HDP: % 21. Yurtdışı oylarının sayılmasından sonra, Türkiye genelinde bazı partiler kazandıkları milletvekilliklerini kaybederken, buradan oylarını yüksek oranda alan partiler de mecliste birkaç milletvekilliği kazanmışlardı. Bu hesapları yaptıktan sonra verilecek oyların önemi birkez daha artıyor.
7 Haziran seçimlerinde partileri tercih eden genel seçmen sayısı ise şöyle şekillendi: Ak Parti 19 milyon, CHP 11,5 milyon,, MHP 7,5 Milyon ve HDP 6 milyon.
Şahsen sandık başına giderek vatandaşlık görevimi yerine getireceğim.
Kalın sağlıcakla.
