Değerli okuyucularım,
her sene başında yeni bir yıla başlarken hep iyi dilek temennilerinde bulunulur. İşte yeni yılınız kutlu olsun. Yeni yılın sağlık, mutluluk ve huzur getirmesi dileğiyle yeni yılınız kutlu olsun. Yeni yılın savaşsız ve barış içinde geçmesini temenni ediyoruz. Gibi iyi niyet kutlamaları yapılarak yakın ve tanıdık eş ve dostlarımıza mesaj olarak yada kart postal olarak göndeririz. Fakat, bu sayılan temennilerin bir çoğu yerine gelmediği gibi tam tersi yeni yılın takvim yaprakları birer birer düştükçe bu temennilere özlem duyulur. Her kıtada terör kendini hissettirip insanoğlunu tehdit ediyor. Şöyle bu yıl başındaki temennilerimizi bir hatırlayalım ve arkasından neler yaşandığını bir düşünelim. Onlarca hatta yüzlerce insanlar aynı andaki patlamalarda hayatlarını kaybettiler. Dünyanın neresinde olursak olalım heran ve her yerde bir hayat tehlikesi yani terör saldırısı olabilecek diye düşünmeye başlandı. Fransa-Almanya hazırlık (futbol) maçının devam ettiği andaki patlamlaları duyunca stadyumun içindeki ve yakınındaki insanlar neler oluyor diye düşünmeye başladı. Ve sonrası malum Paris'de 7 bölgeye yapılan terör saldırısı olduğu ve şuana kadar 150 insanın öldüğü ve 350'nin üzerinde insanın da yaralandığı anlaşılınca eyvah terör Avrupa'yı da mı vurdu sorusu sorulmaya başlandı. Daha sonra da Almanya-Hollanda yine futbol hazırlık maçının ertelenmesi yaşandı. Bunlar en sakin ve güvenli bir kıta olarak içinde yaşadığımız Avrupa'nın ortasında oluyor. Mali'nin başşehri Bamako'da bir otele baskın yapan teröristlerin 170 kişiyi rehin aldığı ve kanlı biten rehine krizinde ilk belirlemeler göre de 27 kişinin hayatını kaybettiği 7 THY personelini de serbest bırakıldı. Düşünün ki bir eğlenceye, bir tatile, bir konsere yada ailecek bir akşam yemeğine gidiyorsunuz ve başınıza terör saldırısı geliyor Ne kadar korkunç bir durum olduğunu söylemeye gerek var mı? Terör örgütüne Avrupa'nın gelişmiş ülkelerinden katılanlar var. Peki bu gençler neden terör örgütüne katılıyorlar sorusu araştırılıp üzerine gidilmeli. Bu alanda sosyolog, psikologlara ve din adamlarına da görevler düşüyor. Terörün dini, milleti ve ırkı olmuyor. Heran hepimizin başına butür korkunç olayın geleceği hesap edilmeli.
TÜRKİYE TERÖRDEN EN ÇOK ETKİLENEN ÜLKELER ARASINDA
Milliyet Haber'de okuduğuma göre, ''Merkezi Newyork'da bulunan Ekonomi ve Barış Enstitüsü (IEP) 2014 yılında yayımladığı Küresel Terörizm Endeksine göre 2013 yılında bir önceki yıla göre % 44 oranında artış olduğu ve ölenlerin sayısınında % 61 arttığını belirtiyor. Sadece 2013 yılında dünyada terör saldırılarında hayatlarını kaybedenlerin sayısının 18 bin civarında olduğuna vurgu yapılıyor. Türkiye'nin en çok etkilenen 17. ülke durumunda olduğu kaydediliyor.''
Türkiye'de, 1984 senesinden buyana 83 bin terör saldırısı gerçekleşiyor ve 35 binin üzerinde vatandaşını kaybetti. Türkiye, 1980 öncesinde de sağ-sol çatışmaları adıyla çok sıkıntı çekti.
Sadece 2015 senesinde Türkiye'de gerçekleşen saldırılarda Şanlıurfa-Suruç'da 34 kişi hayatını kaybetti. Ankara'da gerçekleşen patlamada 102 kişinin hayatını kaybettiği ve 500'e yakın insanın da yaralandığı hafızlarımızda kalıyor. Ne yazık ki Türkiye terörle mücadelede hep yalnız bırakıldı. Devlet adamlarının teröre karşı birlik çağrıları karşılık bulmadı. Türkiye'de terörden etkilenmeyen aile sayısı belkide çok az. Öyle yada böyle birinci derecede yakınlarını kaybedenlerin yanında dolaylı yönden etkilenenlerin sayılarını da gözönünde bulundurursak, Türk insanı terörün ne olduğunu ve acılarını çok iyi bilen bir millettir. Türkiye terörle mücadelede birkaç il ve ilçede birkaç gün veya hafta olağanüstü hal ilan edince, Türkiye'nin bu kararını kınayanlar ve demokrasi adına açıklamalarda bulunanlar da terörün nasıl bir bela olduğunu artık anlamalılar.
Gerekçesi ne olursa olsun terörün her türlüsüne karşı birlik olunmalı ve insanlar huzur içinde yaşamalı diyerek, sağlık, mutluluk ve huzurlu bir hayat temenni ediyorum. Şimdiden yeni yılınızı kutluyorum. Sağlıcakla kalın.
