Kurban ve Bayram

Kurban ve Bayram

Peygamberimizin ilk oğlu Kasım vefat ettiği zaman putperestlerin büyükleri kendilerince şöyle bir hesap yaptılar: Biz halkın kudretlileri Muhammed'e düşmanız. Halk da bize tabi olduğu için O'na karşıdır. İşte oğlan çocuğu da öldü. Kendisini savunacak oğuldan da mahrumdur. Ne kendisinin, ne davasının sonu yoktur. Kendisi ve Davası yalnız kalmaya, unutulmaya mahkumdur. Sevindiler, rahatladılar. Bunlardan As ibn-i Vail  halka hitaben dedi ki : ben Muhammed' e karşıyım. Böyle olunca sizler de O'na karşısınız. Halkın istemediği adamın ise sonu yoktur. Görmüyor musunuz O'nun oğlan çocuğu yoktur. Neslinin arkası da kesilmiştir.

Iyi şeylerden birbirlerini haberdar etmede tembel ve alakasız olan insanlar, üzücü ve huzur bozucu şeyleri yetiştirmekten adeta zevk duyarlar.

Bu laflar da anında Peygamberimize yetiştirilmiş; herşeyden önce bir insan olan Peygamberimiz üzülmüştü.

Bu hadise Kur'an-ı Kerim'deki Kevser Suresi'nin indirilmesine sebep olmuştur.

Ey Peygamber mahzun olma. Biz sana Kevser'i verdik. O cennetteki bütün nehirlerin, Kâinattaki bütün akarsuların kaynağıdır. Sen de bir Kevser gibisin. Sana verdiğimiz peygamberlik çok şeydir. O nübüvvetin ( peygamberliğin ) kolları bütün Dünya'ya bir nehir gibi akacak, imana susayanlar ondan içecek , her ırktan sana ümmet olanlar senin aileni teşkil edecek, hiç bir evladın babaya duyamadığı bir muhabbet duygusuyla sana, senin davana bağlanacaklar. Dağları aşan, çölleri geçen denizde birleşen nehirler gibi dalga dalga , aka aka Kabe'de birleşecekler.

Onlar şehvetlerini ilâhlaştıran , sevdiklerini putlaştıran, haramı kutsallaştıran, fenalığı umumileştiren bu yüzden Kainatın yüzkarası haline gelen şuursuz toplulukların içinde Allah ile kul, Allah ile Peygamber anlam ve münasebetlerini iyi bilen, gerçek iyiliğin, gerçek ahlak ve faziletin, tevhidin sembolü olarak yaşayacak ve seni sana Layık olduğu şekilde yaşayacaklardır.

Sen Cennette Kevser Havuzunun etrafında hiç bir faniye nasip olmayacak şekilde gerçek neslini görecek, sana ne kadar çok şeyin verilmiş olduğunu anlayacaksın.

Bu büyük bağışa bir teşekkür yok mu? Haydi ; herkesin puta, heykele, birbirine taptığı zamanda sen yalnız Rabbine ibadet et, Rabbin için namaz kıl, kurban da kes, bayram et. Hüzün , elem sana buğzeden , senin için soyu kesilmiş diyene yakışır.gerçekten nesli kesilmiş olan odur. Zira o, hem Dünya'da unutulacak hem de ahirette mal ve oğulları fayda vermeyecektir.

Peygamberimiz sabahleyin bayram sevinciyle kalkmış, namaz kılmış ve kurban kesmiştir. Kurbanın Meşru oluş sebebi budur.

Dünya'da her gün milyonlarca hayvan boğazlanır. Kimse bunun üzerinde durmaz.

Fakat bir de her yıl Zilhicce ayının 10., 11. Ve 12. Günleri kesilen hayvanlar vardır. Bunlara Allah'a yaklaştırdığı için kurban denir.

Bütün gözler bunun üzerine çevrilir. Çünkü bu bir Tevhid hareketidir. Allah için kesilir, manevi değeri vardır.

Insanlar bu sebeple tamamen insani, ahlaki mahiyette karşılıksız sevgi ve Allah'a kulluk hissiyle birbirlerine yaklaşırlar.

Zengin fakiri, Alim cahili, kuvvetli zayıfı her zaman görür. Ama o günlerdeki görüş bambaşkadır. Vazife hissiyle tamamen hasbi bir duygu ile, Karşılıksız sevgi ve alaka ile yaklaşmayı, yakınlaşmayı sağlayan bir görüş ve fark ediştir bu.

Manevi günler; şehvetin, hırsın, kin ve intikam hislerinin, tazyikinden tam anlamıyla kurtulduğumuz günler değil midir?

Bu gerçeğiin bir tezahürüdür ki, Müslüman'ın Ramazan'ından, Bayramı'ndan, Kurbanından Müslüman olmayanlar bile faydalanır.

İşte biz böyleyiz. Bizden olmayanlar da bizden faydalanırlar. Biz bu ruhun adamlarıyız.

Bayramlarda,  mübarek günlerde bu ruh yoğunluk kazanır.

Peygamberimiz: "Kurban günü bayram yapmakla emrolundum. Aslında Allah o günü şu ümmet için bayram kılmıştır. " Buyurmaktalar.

Hayırla yad edilen insan Dünya'da azdır. Bunların çoğu da ruhlarının rencide edileceği biçimde anılırlar.

Mala gelince bir gün biter ya da el değiştirir. Evlat hayırsız çıkıp ana- babayı unutabilir.

Ama biz , bütün bu tehlikelerden inşaallah uzağız. Müslüman olduğumuz için, asırlar sonra gelecek olan ve kendilerini hiç tanımadığımız, bize KARDEŞ diyecek insanlar bizi, ruhumuzu şad edecek şekilde hayırla, rahmetle, sevgiyle yad edecekler. Bizim sonumuz  kesilmeyecek, nihayet Cennette Kevser başında buluşacağız.

Aranan şey şerefse şeref budur, servetse servet budur, saadetse gerçekten saadettir bu mazhariyet.

Öyleyse ( fesalli  lirabbike venhar ) sen de namaz kıl, kurban kes.

Kurban Peygamberimize doğrudan doğruya farz, biz ümmetine şarta bağlı olarak Vacip olmuştur. Müslüman büluğ çağına ermiş ve hür olan herhangi bir sebeple yolda ve gezgin halde bulunmayan insan, şöyle bakacak durumuna, borcu yoksa, kendisine gerekli eşyasında, geçimine yetecek paradan başka bir kurban satın alabilecek imkana sahipse ona kurban vaciptir.

Böylesine şartlar aramaya da gerek yoktur, isteyen herkes kurban kesebilir. Kulu Allah'a , insanı insana en faydalı, en iyi biçimde sevgi ile şefkatle yaklaştıran bir ibadet olduktan sonra.

Evet kestiğimiz kurban bizi rahatlatır. Içimizdeki hırs-ı, kini söndürür, sadizmini tedavi eder. Kurban kesen ömür boyu insandan kurban arama ihtiyacı duymaz.

Yegane gıdası masumların canı ve kanı olan teröre, anarşiye katılmaktan, alet olmaktan kurtulur.

Bayram aftır, hoşgörüdür, yardımdır. Büyüğe saygı, küçüğe sevgidir bayram.

Bizleri de temsil eden hacılarımız da her Kurban Bayramında kurban keserek, haccederek, bizler için dua ederek bayram ediyorlar.

Allah haçlarını mebrur ve makbul eylesin.

Bayram paylaşılır. Bayram birlikte yaşanan mutluluktur.

Bayram size Allah'ın büyük ikramıdır. Sevinin sevindirin.

Daha iyi şartlar altında terör belasından kurtulmuş bir bayram dileğimle, hepinizin Kurban Bayram-ı kutlu olsun ve hepiniz mutlu olunuz.
Allah'ın selamı ve rahmeti üzerinize olsun.

Motosiklet tutkunları DİTİB Camii’nde dualarla sezonu açtı
Önceki Motosiklet tutkunları DİTİB Camii’nde dualarla sezonu açtı
Hz. Peygamber'de Hoşgörü
Sonraki Hz. Peygamber'de Hoşgörü