Hz. Peygamber'de Hoşgörü

Hz. Peygamber'de Hoşgörü

Yeni yıla  Alemlere rahmet olarak gönderilen Yüce Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.) in 1434. Doğum Günü olan Mevlid Kandiliyle giriyoruz.

Yeni yılda peygamberimizi analım ve anlayalım, barış içersinde yaşayalım.

Ey insanlar, size kendi cinsinizden öyle bir Peygamber geldi ki, sizin zahmete uğramanız O’na ağır gelir. Kalbi üstünüzde titrer, mü’minlere şefkat ve merhametlidir.
(Et-Tevbe Suresi 128)

Hz. Muhammed (s.a.v.) yalnız bir kabile veya millet için değil, bütün insanlık için kalbi sızlayan bir insandır.

Küfür, inkar ve isyanda direnenler için o derece üzülmüş, içi sızlamıştır ki, sonunda Cenab-ı Hak “Onlar için kendini bu derece perişan etme, değmez.” buyurmuştur.

O insanlığın yüklendiği ağır yükün ızdırabını duyar, onların üzerine yüreği titrerdi.

Onun için ; “Kolaylaştırınız zorlaştırmayınız, müjdeleyiniz nefret ettirmeyiniz” buyurmuştu.  Kendisi de, kolaylığı, kolaylaştırmayı, müjdelemeyi, sevdirmeyi, sevindirmeyi düstur edinmişti. Bu bize de düstur olmalıdır.

Kolaylaştırın, kolay yanını bulup gösterin; zorlaştırmayın. Müjdeleyin, sevindirin, sevdirin, soğutmayın, ürkütmeyin.

O, insanı günah üzerinde iken korkutur, bunu bir dosta, içinde bulunduğu tehlikeyi haber veren insanın şefkat, endişe ve samimi bir telaş ifade eden sözlerini kullanarak yapardı. Böylece gerçek bir korku içine düşürdüğü günahkâra, hemen çıkış yolunu gösterip, ilahi hoşgörüyü, ilahi şefkat ve merhameti hatırlayıp paniğe kapılmasını, ümitsizliğe düşmesini önlerdi.

İnsan öyle şekilde yaratılmış ki, her beyin başlı başına bir alem... Bu insanları ana konularda çoğunluk itibariyle bir düşüncede tutmak mümkün ama ameli ve tatbiki konularda ise ayrı düşünmeyi frenlemek mümkün değil.

İşin ister ana yapısında, ister detayında olalım daima diri tutacağımız metod, hoşgörü metodudur. Karşı görüşe tahammül ruhudur.

Bir meselenin halledilmesiyle ilgili olarak ayrı ayrı düşünmek ve bunu dile getirmek, kabule sunmak bir hak olmakla beraber, sosyal cepheden de lüzumludur.

“Barika-i hakikat müsademe-i efkârdan doğar” Ayrı ayrı düşünenler kamuoyu platformuna getirilecek karşı karşıya konacak daha az fre veren daha çok kar getireni kabule şayan görülecektir.

Güzel ahlak denildiğinde, ilk akla gelen hoşgörüdür (1), değerli AVRUPA’NIN SESİ gazetesinin okuyucuları, köşe yazımın devamını Ocak ayın sayısında bulabilirsiniz.

Daha güzel şartlar altında, barış, huzur ve hoşgörü içersinde yeni bir yıl geçirmenizi Yüce Rabbimden niyaz eder, yeni yılınızı kutlarım.

Batı Trakya'dan başlayan fırtınalı hayat
Önceki Batı Trakya'dan başlayan fırtınalı hayat
Hukukun üstünlüğü sınıfta kaldı
Sonraki Hukukun üstünlüğü sınıfta kaldı