Amel defteri kapanmayanlar

Amel defteri kapanmayanlar

Yaşamakta olduğumuz kısacık ömür, yalnız dünyamızla ilgili emel ve hedeflerimizin gerçekleşmesine bile yetmemektedir.

 

Madalyonun bir de öbür yüzü var: Peygamberimizin ilgili hadis-i şerifi bunu pek güzel açıklıyor: “ Ed-dünya seah fec’alha taah”  Dünya hayatı bir an kadar kısadır.Bir müslüman olarak sen onu ibadet ve taat haline getirip yaşamalısın.

 

Bu nasıl mümkün olur?

 

Bir de boşa geçirdiğimiz zamanların, israf ettiğimiz imkanların telafisi meselesi var. Çözüm nedir?

 

İnsan ölünce herşey biter. Kalem hayrı da şerri de yazmaz olur.

 

Üç şey müstesna:

 

Sadaka-i cariye : Dünya durdukça devam edecek sadaka, hayır işleri tesis etmek.

 

Faydalı ilim öğretmek ve öğrenmek, ilim öğreten ve öğrenenlere imkanlar hazırlamak, burs vermek.

 

Hayırlı evlad, müslüman, ahlaklı evlad yetiştirmek.

 

Bu üç şeyin zıtlarını gerçekleştirmiş olanların da şer defteri kapanmaz.

 

Hayatımızı bütünüyle taat haline getirmenin üç güzel ve emin yolunu bize gösteren Allah’ımıza hamdolsun.

 

Camiler, dernekler, köprüer, yollar, su hayri, okullar, imarethaneler, garipler için hazırlanmış barınaklar, fakir öğrencilere yurtlar, öğrenci evleri ve bunların yaşamasını temin edecek gelir getiren finans kaynakarının hepsi, birer sadaka-i cariyedir. Vakıf adı altında yapılan hayırların hepsi buna dahildir. Burada iki toplumu buluşturacak, diyaloğu sağlayacak, sevgi ve saygıyı yaşatacak yerler açmak ve buralara yardım etmek. Bizi bunlar yaşatır dünya durdukça, hayır yazan kalemler ne durur ne tükenir.

 

İlim konusunda çok şey söylenebilir. Ahmet b. Hanbel, insanın ilme olan ihtiyacının yiyecek ve içecek kadar önemli olduğunu belirtir.

 

Kur’an oku emriyle gelmiştir. Kur’an’da ilme çok önem verilmiştir. Bilmek manasına gelen   “ ilim ” kökünden Kur’anda 780 kelime vardır. Bunlardan 426 sı fiil, 354 ü isimdir. Kur’anda aynı kökten, bu kadar çok tekrarlanan kelime grubu azdır. Yine ilim anlamına gelen “ hikmet ” ile , “âlim” anlamına gelen “ hakim ” kelimelerini de buna ekleyebiliriz. Hikmet 20, hakîm 97 yerde tekrar edilir. “ Bilmek ” anlamına gelen “marifet” le aynı kökten türemiş 70 kadar kelime vardır.

 

İlmin gereği olan” tefekkür “ ile ilgili 18, akıl ve ta’akkul ( düşünme ) ile ilgili 49 kelime vardır. Toplam 1034 eder.

 

Her insan bir ilim adamı, bir kâşif , bir mucid olamaz. Herkes bir Mimar Sinan değildir ki, arkasında bir Süleymaniye, bir Selimiye bırakabilsin.

 

İlim, bir alimi, san’at bir san’at adamını yaşatır. Ama mutlak anlamda insanı yaşatacak olan neslidir, çocuğudur.

 

Esasen bütün eserler, anıtlar, bilgi ve keşifler, san’atlar ancak onlara sahipoabilecek, bunlara  “ mirasım “ diyecek nesil varsa, var olacak ve yaşayacaktır. Nesil dediğimiz şeyi vücuda getirmek, onu muhafaza etmek, çocuktan başka ne ile mümkündür?

 

Çocuk bizi dünya durdukça yaşatacak olan, faniliği yenmemizi sağlayan en güçlü silah olduğuna göre çocuğa kendi hayatımızdan daha çok önem vermek, onu gerçekten sevmek gerekir.

 

Bir çocuk itaatkar veya isyankar olabilir ama o bunların üstünde bizim çocuğumuz, bizim parçamız, bizim istikbaldeki hayatımızdır.

 

Çocuğumuza istediğimiz şekli vermek kolay değildir. Onun yapısı da bizden ayrı düşünmeye, ayrı zevklere, telakkilere sahip olmaya müsait şekilde yaratılmıştır.

 

Hele her cephesiyle kozmopolit hayat şartları içindeki çocuğun gönlünde ve ruhunda bizden kalan tek şey, verebildiğimiz sevgi ve saygıdır.

 

Bu sevgi ve saygı, öyle bir bağlılıktır ki, gelecekte her şeyin en doğrusunu görme ve bulmada çocuğumuza rehber olacaktır.

 

Sevgi, saygı ve sağlıcakla kalınız.

Hutbe ve resim yarışmalarıyla DİTİB'in 40'ıncı yıl heyecanı
Önceki Hutbe ve resim yarışmalarıyla DİTİB'in 40'ıncı yıl heyecanı
Mezhep
Sonraki Mezhep